Kayıtlar

Koyun postuna bürünmüş kurtlar

Resim
 Koyun postuna bürünmüş kurtlar Filistin ve Siyonizm tarihi, bu acı gerçeğin canlı bir kanıtıdır. İlk Yahudi göçmenlerin iş ve daha iyi bir yaşam bahanesiyle Filistin'e geldikleri günden itibaren, aldatma ve işgal tohumları bu topraklardaki insanların sadeliğine ve güvenine ekilmiştir. Yüzyıllardır komşularıyla barış ve bir arada yaşama içinde yaşayan Filistinliler, bu yeni gelen misafirlerin sıradan yaşamın ötesinde bir planları olduğunu bilmiyorlardı; bu plan daha sonra "Siyonizm" adıyla dünyayı sarstı. 20. yüzyılın başlarında, Büyük Britanya'nın açık desteğiyle Avrupa'dan Filistin'e örgütlü Yahudi göç dalgaları başladı. Hile ve baskı yoluyla topraklar satın alındı veya müsadere edildi ve sakin yüzlerin ve dostluk vaatlerinin ardında, demografik yapıyı değiştirip ülkeye tamamen hakim olma planı vardı. Filistinlilerin "komşu komşudur" şeklindeki basit inancı, siyaset ve sömürgecilik kurtları için en büyük fırsata dönüştü.  1948 yılı bu tarihte bir d...

Devrilme veya hayatta kalma?

Resim
 Devrilme veya hayatta kalma?  Son yıllarda İran sisteminin kaderi üzerine tartışmalar sürekli olarak iki zıt görüş arasında sürüyor: Bir grup, sonuçları göz ardı ederek sistemin derhal yıkılmasını talep ediyor; diğer grup ise rejim baskıcı politikalarını kesinlikle reddetmesine rağmen, ani çöküşün ülkeyi kaosa ve yabancı egemenliğe sürüklemesinden korkuyor. Yaygın kanının aksine, ikinci görüş rejimin  savunulmasıyla ilgili değil, varlık ve ulusal güvenliğin korunmasıyla ilgilidir. Modern tarih, aceleyle gerçekleşen devrimlerin acı örnekleriyle doludur: Saddam sonrası Irak, Kaddafi sonrası Libya ve Eşref Gani sonrası Afganistan. Bu üç ülkede halk başlangıçta özgürlük umuduyla sokaklara çıktı; ancak bağımsız ve halkçı alternatif bir yapı eksikliği, kaderlerinin yabancı güçler ve müttefik grupların eline düşmesine yol açtı. Böyle bir durumda, İran sistemi ulusal gerçekçi bir plan olmadan çöküşü, ne İran halkının özgürlüğüne ne de ulusal egemenliğe önem veren siyonizm ve diğ...

Gıda Yardımı Ölüm Tuzaklarına Dönüşürken

Resim
Gıda Yardımı Ölüm Tuzaklarına Dönüşürken Yazar: Gouya Aydin İnsani onurundan söz eden bir dünyada, “insan hakları” adıyla anılan kurumlar, Filistin halkının sistematik katliamına seyirci kalmaktadır. Bu suç, gizli değil, milyonlarca insanın gözü önünde işlenmektedir. Ancak sessizlik devam ediyor sadece devletlerden değil, insanlığın savunucusu olması gereken örgütlerden de. Bu işbirliğinin en acı ve utanç verici örneklerinden biri, Gazze’de şu günlerde yaşanan felaket karşısında Birleşmiş Milletler’in rolü ve sessizliğidir. Gazze aylarca tam bir kuşatma altında tutulurken, su, elektrik, ilaç ve yiyecek halktan esirgenmiş, çocuklar açlıktan ölürken gönderilen damla damla gıda yardımı, insani yardım değil, ölüm tuzağına daha çok benzemektedir. Neden? Çünkü defalarca yemek kuyruğu kasıtlı olarak bombalanmıştır. Yardım için sırada bekleyen 800’den fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler bunu biliyor. Gözetmenleri orada. Ama hala sessiz. Ne bir karar, ne etkili bir protesto, n...

Daha güvenli ve huzurlu bir sığınak var mı?

Resim
  Daha güvenli ve huzurlu bir sığınak var mı?   İnsanın kalbi dünyadan ve insanlardan yorulduğunda, Sessizlik çığlıktan daha ağır bastığında, Hakikat maskelerin arasında kaybolduğunda... Tanrı, maskesiz gidilebilecek tek yerdir. Tüm acılarda, tüm zayıflıklarda, tüm çaresizliklerde... Gözlerin kapalı ama kalbin açık olduğu yerdir. Kelimelerin artık sadece kelime değil, ruhun fısıltısı olduğu yerdir. Alın yere değdiğinde, Kalp gökyüzüne yaklaşır... Bu anlarda ne zaman önemlidir ne de mekân, ne bir yargı vardır, ne bir aldatma, ne de bir acıma, sadece rahmet, Sadece sonsuz bir kucak. Sadece sen ve her şeyi bilen Tanrı... Tüm bunların içinde, O’nun huzurunda derin bir güven, duyulma ve kabul edilme hissi vardır.

İslam Dünyası Halklarını Nasıl Yalnız Bıraktı

Resim
  İslam Dünyası Halklarını Nasıl Yalnız Bıraktı? Ben asla yabancılardan şikayet etmem, çünkü acım, tanıdıkların kollarından çekilen hançerleri görmekten kaynaklanıyor. İslam adı altında yaşanan bir dünyada, evsiz, aç, göç etmiş ve katledilen insanlar var. Batı’dan şikayet etmeden önce, Siyonizm ve emperyalizme parmak sallamadan önce, İslam dünyasının sessizliğinden, ihanetten ve eylemsizliğinden bahsediyorum. Bana ne yaptıysa, o tanıdık yaptı… Ve bu acı itiraf, hikayemin başlangıcıdır. Bunun yanında, İslam dünyasının gerçek yüzünü açıkça gösteren acı ve ifşa edici örnekler var. Filistin, Rohingya, Yemen ve Afganistan, boş sloganların, vicdansız politikaların ve açık ihanetin kurbanı olmuş dört önemli örnektir. Onlar, sadece dış düşmanlar değil, aynı zamanda Müslüman kardeşlerinin kayıtsızlığını yansıtan aynalardır. İslam dünyasının gerçek yüzünü ortaya koyan önemli örneklerden biri Filistin’dir. Birçok İslam ülkesi yıllardır Hamas gibi gruplara maddi ve askeri destek verirken, bu d...

Ortadoğu Krizinin Perde Arkasın

Resim
Gerçek Farkındalık: Ortadoğu Krizinin Perde Arkasına Bir Bakış Gerçekten bilinçli bir insan, başkalarını eleştirmeden önce kendine bakar. Önce kendi hatalarını fark eder ve kabul eder. Bu basit ama derin ilke, günümüz Ortadoğu’sunun birçok karmaşasını anlamanın anahtarıdır. Dünyanın gözünü Batı’ya çevirdiği, onun politikalarını ve işlediği suçları haklı olarak eleştirdiği bir dönemdeyiz. Ancak unutmamalıyız ki, Ortadoğu ülkeleri de birçok insanlık trajedisinde suç ortağıdır. Rohingya soykırımı, Filistinlilerin katliamı, Afganistan’ın, Yemen’in ve diğer ülkelerin yıkımı — tüm bunlar, bölgesel çıkar çatışmaları, iç kargaşalar ve başarısız yönetimlerin bir sonucudur. Elbette  bu acı gerçek bizi temel bir sorunla karşı karşıya bırakıyor: Çünkü gerçekleri görmezden gelmek temel çözüm değildir. Eğer kendi hatalarımızla yüzleşmeye istekli olmazsak, dışarıya yönelttiğimiz her eleştiri etkisiz ve hatta yıkıcı olabilir. Değişimin sorumluluğu içeriden başlar. Gerçek reform ancak her toplumun,...

Mark Carney, Trudeau’nun Gri Yıllarına Güçlü Bir Cevaptır

Resim
  Neden Mark Carney, Trudeau’nun Gri Yıllarına Güçlü Bir Cevaptır? Siyasi tarihte, sakin bir yüzle ve yumuşak bir ses tonuyla iktidara gelen liderler olmuştur. Umut yaymış, birlik ve eşitlikten bahsetmişlerdir. Ancak pratikte, geride gri ve bazen yıkıcı bir miras bırakmışlardır. Kanada’nın eski başbakanı Justin Trudeau, böyle bir liderin örneğidir. Kanada’nın değişim, adalet ve sağlıklı bir yönetim arzuladığı yıllarda iktidara geldi. Gülümseyerek göreve başladı; ancak geride bıraktığı şey, çöken bir ekonomi, barınma krizi, yüksek borç seviyesi ve yorgun, güvensiz bir toplumdu. Trudeau, başlangıçta umut verici bir figür olarak görülüyordu: genç, modern, insan hakları, çevre ve yerli halklarla uzlaşma konusunda etkileyici sloganlar atan biri. Ancak siyaset gülümsemelere yer vermez. Ekonomi gülümsemeyle büyümez. Gençler konuşmalarla ev sahibi olamazlar. Görev süresi boyunca, büyük şehirlerde konut fiyatları iki katına çıktı. Kanada, en borçlu sanayi ülkelerinden biri hâline geldi. Bel...