Kayıtlar

Suriyeli Sınımacılar neden ülkelerine dönmüyorlar?

Resim
Suriyeli sınmaciler neden ülkelerine dönmüyor? Türk halkının artan sorunları göz önüne alındığında şu soru gündeme geldi: Suriyeli sınmaciler neden ülkelerine dönmüyor? Tabii savaştan önce iki yıl boyunca Suriye'de araştırmacı olarak çalıştığımı da hesaba katarsak. Suriye’nin çok güzel bir ülke olduğunu ve harika bir iklime sahip olduğunu söylemeliyim. Aynı zamanda şu anki durum bildiğimiz kadarıyla geçmişe göre çok daha sakin ve güvenli. Ancak Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmek istememelerinin üç nedeni olduğunu düşünüyorum. 1) Ne yazık ki Suriye halkı topraklarına karşı sorumluluk hissetmeden büyümüşler . Bu nedenle topraklarına sadık olmaları beklenemez. 2) Türkiye’de hayat onlar için daha kolay ve birçok açıdan ülkelerinin sorumluluklarından kaçmak istiyorlar. Fakat bu durumun hiçbir dayanağının olmadığını bilmeleri gerekiyor. 3) Pek çok Suriyeli mülteci üçüncü bir ülke umuduyla Türkiye’de yaşıyor.  Ama ne yazık ki bu ihtimal çok düşük. Nedeni , Avrupa Birliği Türkiye’ye v

Türkiye’nin en büyük düşmanı Kimdir?

Resim
Türkiye’nin  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin çok düşmanı olduğunu iddia ediyor! Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin çok düşman olduğunu söylüyor ! Tabii ki, bunun doğru olduğunu düşünüyorum.     Ancak bir yabancı ve analist olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye'nin en büyük düşmanı kendisidir! Belki sizi çok şaşırtacak, ama bu bir gerçektir! Çünkü Türk milleti ,her ne kadar yiğit, alçakgönüllü, vefalı ve merhametli gibi güzel ahlâklara sahip halde, kendisine zarar veren iki kötü ahlâka da sahiptir. Evet, güzel ahlakın yanı sıra birbirlerine güvenmezler, birbirlerinin iyiliklerini çabuk unuturlar ama en ufak bir hatayı koca bir dağ gibi görürler.Yani samandan dağ yaparlar. Elbette bu bir yetenektir). Bir örnek vereyim:  Bir gün:   M um, Kibrite dedi Senden çok korkuyorum, sen benim katilimsin... Kibrit dedi ki benden korkma, içine koyduğun ipten kork! Evet, genellikle insan olumsuz düşünceleri tarafından yok edilir Dış fak

ölümünden sonra kimse bu dünyaya geri dönmediği . (Güya Aydin)

Resim
Herkese merhaba, umarım iyisinizdir ve sorunların acısından uzaktasınızdır. Ancak bu olumsuz ve yıkıcı durumda kimsenin çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Corona virüsü, savaş, deprem, sel ... insanların hayatını mahvetti. Beş dakika daha hayatta kalmanın garantisi yok. Kaygı tüm dünyayı ele geçirdi. Her gün dünden daha kötü sorunlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. Gerçekten çok üzücü bir durumdayız. Umarım  her şey bir an önce normale döner, Ve inşallah  bu trajedi bize  zengin ya da fakir , siyah veya beyaz arasında hiçbir fark olmadığını ve tüm insanların eşit olduğunu Anlamamıza sağlamıştır! Halbuki   geçmişte insanlar birbirlerinden daha duyarlı ve sorumluydu. bugün sevgi ve şefkat o kadar nadir hale geldi ki, kimse başkalarının ölümünden veya hastalığından etkilenmiyor. Sanki hastalık, acı ve ölüm sadece bazı insanlar içindir !!! Oysa insan vücudu ve organları aynı sırayla oluşur, bu nedenle hastalık ve ölüm zamanı bilinmemektedir. Bazen böbrekler, kalp, karaciğer ve akciğerler çok çabu

Biz Türklere Merhamet etmeyeceğiz ,Çünkü Türkler merhameti hak etmiyor ! Güya Aydin

Resim
Biz Türklere merhamet etmeyiz, çünkü Türkler merhameti hak etmezler, Türkler için en hayırlısı  ölmüş olanlardır, bu yüzden onları gördüğünüz yerde öldürmelisiniz! "Bu makale, Kürt ve Türk milletleri arasında savaş ve çatışmalara neden olan insanlık dışı ve cahil insanlar hakkındadır." Geçenlerde Facebook'ta Irak Kürdistanı haberlerini takip ederken "Nma" sayfasında bir yazı dikkatimi çekti. Irak Kürdistan haber logosu sol üst köşede görüldü, fotoğrafa dikkat ederken şöyle ilgili bir not gördüm! “yukarıda gösterdim gibi” Türklere acımıyoruz çünkü Türkler merhameti hak etmiyor, en iyi Türkler ölenlerdir, bu yüzden onları gördüğünüz yerde öldürmek zorundasınız!  Bu fotoğrafı ve yazısını görünce çok şaşırdım, öyle ki bir kaç dakika duraksadım! Elbette çoğumuz biliyoruz ki Kürtler Ve Türkler birbirini sevmiyorlar. Ancak, bazı tutumlar saldırgandır ve sevmek ya da sevmemekle hiçbir alakası yokmuş. Ayrıca, bir milletin, ülke    komşularını resmi olarak tehdit

İsrail ordusunun insani yardım taşıyan bir gemiye saldırısının analizi - Gouya Roshan. Güya Aydin

Resim
İsrail bir kez daha hiçbir uluslararası hukuku gözetmeden ik ini kanıtladı. Kimse böyle bir trajediyi beklemiyordu. Her ne kadar da İsrail, malum gemilerin giriş yapması durumunda müdahale edeceği konusunda uyarmış olsa da kimse bu müdahalenin bu sertlikte olabileceğini ve İsrail’in tüm NATO anlaşmalarını çiğneyebileceğini tahmin etmiyordu. •Uluslar arası sularda yasadışı operasyon  •Silahsız insanların üzerine ateş açmak •Mülkiyet hakkı bulunan mallara el koymak (korsanlık yapmak •Gazetecilere saldırmak ve UP-LINK ve canlı yayın otomobillerine milyon dolarlık hasar vermek •Günahsız insanları katletmek  Ben bir analistim ve benim işim araştırma ve dolayısıyla  değerlendirmektir , duygularımı yok sayma pahasına olsa da gerçekleri yazmak zorundayım. Bu nedenden ötürü hissettiklerimi yazdıktan sonra perde arkası olaylar incelemekledevam edeceğim.Çoğumuz Bay Ahmedinejat’ın 2008 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyareti hatırlıyoruz.Halkın caddelere dökülüp İstanbul yollarının kapanmasına yol aça

Bir Tahran üniversitesi profesörünün perspektifinden İran'ın siyasi durumu – Güya Aydın Röportajı (Gouya Roshan)

Resim
< Merhaba.Öncelikle zamanınızı bana ayırdığınız için teşekkür etmek istiyorum. Gazetecilik yasağı nedeniyle maalesef kimseyle serbestçe röportaj yapamıyoruz. Bundan dolayı sizin gibi şahsiyetlerle gizlice görüşmek zorunda kalıyoruz. ;">Sizinle röportaj yapma isteğimdeki ısrarcı tavrımın iki ana sebebi vardı. Öncelikle bir üniversite profesörü olarak öğrencilerin fikir ve düşüncelerinden ve İran’ın mevcut durumuyla ilgili büyük ölçüde fikir sahibi olmanız ve ikincisi ise öğrencilerin sizin hakkınızdaki pozitif düşünceleriydi.

İdam cezası ve İran sisteminin Kürtleri dışlama çabası – Güya Aydın (Gouya Roshan)

Resim
İdam cezası ve İran sisteminin Kürtleri dışlama çabası! O günlerde iletişim araçlarının çok kısıtlı olmasından bu olaylar gizli kalıyor ve sistem eziyete ve tacize devam ediyor. Kürtleri abluka altına alarak bölgeye gıda, giyecek ve ilaç gibi en temel ihtiyaçların girmesine bile engel oluyor. Diğer yandan insanların evleri askeri jetler ve havan bombardımanlarıyla harabeye dönüyor. Kadın, çocuk, yaşlısı ve gencini yerle bir ediyor. İnsanlar her an barınaklara gitmeli ve birçok aile geceyi bir an bile uyumaksızın bodrum katlarında geçirmeli. 1984–1985 yıllarında Mahabad şehrini bombalıyor ve Saddam Hüseyin’i sorumlu tutuyor. Saddam Hüseyn’in itirazı sonrasında ise hiç utanmaksızın suçunu itiraf ediyor. Meğerse Mahabad’ın etraf köylerini bombalamak isterken yanlışlıkla Mahabad’ı bombalamış! O günlerde bu masum insanların etraf köylere sığınması alışkanlık halini almıştır. Örneğin, Mahabad şehrinin dağ yolunu kullanarak Bukan istikametine doğru ve üstelik kışın soğuğunda ve yürüyerek boşa