Filistin: Bitmeyen Bir Suç ve Gömülmüş Vicdanlar


Filistin: Bitmeyen Bir Suç ve Gömülmüş Vicdanlar

Sessizlik, bir suç ortaklığıdır

Bu çok bölümlü yazı dizisinde, sizi bazı kritik noktalara dikkat çekmek istiyorum: Siyasi partilerin, devletlerin ve küresel aktörlerin nasıl kasıtlı bir kayıtsızlık ve eylemsizlikle Filistin halkını ölüme sürüklediğini birlikte göreceğiz.
Karşımızdaki mesele yalnızca siyasi bir sorun değil. Filistin’de yaşananlar, açıkça ahlaki bir çöküşün ve küresel vicdanın iflasının göstergesidir.

Şimdi kendimize şu soruyu sormanın zamanı geldi: Neden Filistin artık bir siyasi mesele değil? Çünkü siyaset çoktan bu alandan çekildi ve yerini kayıtsızlığa, çıkarcılığa ve ikiyüzlülüğe bıraktı.

Filistin artık siyasî bir mesele değil, sadece bir toplu mezardır. Diplomatik gülümsemeler, anlamsız toplantılar ve insan hakları örgütlerinin utanç verici sessizliğiyle nedeniyle her gün üzerine daha fazla toprak atılıyor. Ama bu toprak kan kokuyor. Yanmış çocuk etinin kokusu, titreyen bir annenin elindeki kuru ekmeğin kokusu ve aldatmacanın çürümüş kokusu. Bu, İsrail tarafından dağıtılan o ekmektir. Filistinlileri yardıma en çok ihtiyaç duydukları yerde hedef almak için veriliyor.

KatliamınYeniBiçimi: Yardım Kılığında Öldürmek

Bir gün insanların ekmek kuyruğunda kurşunlanacağına ve bunun “yardım hatası” olarak adlandırılacağına kim inanırdı? Ama bugün bu suç sıradan hale geldi. İsrail evleri yıkıyor, altyapıyı yok ediyor, ambargo uyguluyor ve sonra gıda paketleri gönderiyor. Ama bu yardımlar insanları yaşatmak için değil, onları kontrol etmek ve aşağılamak için yapılıyor. Açlıktan sıraya giren Filistinli çocuklar, aynı yerde bir drone ya da keskin nişancı tarafından hedef alınıyor. Bu benzeri görülmemiş bir suçtur, ama dünyanın sessizliği bunu tekrarlanabilir kılıyor. Tarihte hiçbir yerde böyle bir vahşet bu kadar soğukkanlılıkla kaydedilmemiştir.

İnsan Hakları Kuruluşları: Sessiz Bir Ceset Gibiler 

Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Konseyi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü... ya sessizler ya da İsrail’in apaçık suçlarına ortaklar. Bir Filistinli öldürüldüğünde sadece “endişelerini” dile getiriyorlar. İsrail saldırdığında “her iki tarafa da itidal” çağrısı yapıyorlar. Ama Batı’yla düşman olan bir ülke konuştuğunda, bu

kuruluşlar açıklama ve yaptırım fırtınası başlatıyorlar. Artık insan haklarını savunmuyorlar, bir suç makinesinin halkla ilişkiler yöneticilerine dönüşmüş durumdalar.

Trump, Biden, İsrail: İnsanlık Maskesi Takmış Katil Liderler

Donald Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti ve Filistinlilerin tüm tarihsel haklarını ihlal etti. Sözde liberal Joe Biden, aynı politikayı daha büyük bir gülümsemeyle sürdürdü. Başkan kim olursa olsun fark etmiyor, hepsi tetiği çekiyor. İsrail öldürüyor ve ardından ekmek vaat ediyor. Geceleri bomba atan uçaklar, ertesi gün “insani yardım” atıyor. Bu ekmek, zehirli bir ekmektir. Bu ekmek beslemek için değil, yavaş yavaş öldürmek için gönderiliyor.

İran, Türkiye, Azerbaycan: Sloganlar, Anlaşmalar, İhanet

İran “Kahrolsun İsrail” sloganları atıyor ama Filistin’i bu sloganların rehinesi haline getiriyor. Vekil güçlere para akıtıyor ama Filistin halkını yoksulluğa terk ediyor. Türkiye kürsüde gözyaşı döküyor ama limanlarından İsrail’e yapılan ihracat her geçen gün artıyor. Şii kimliğiyle sahneye çıkan Azerbaycan, İsrail’in petrol tedarikçisidir. Gazze’ye atılan her kurşun belki de Bakü’nün petrolüyle besleniyor. Bunlar müttefik değil, arkadan hançerleyenlerdir.

Suudi Arabistan Ve BAE: Kandan Normalleşme

Bir Filistinli bebek kuvözde elektrik kesintisinden ölürken, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn İsrail’le hatıra fotoğrafı çektirmek için poz veriyorlar. Suudi Arabistan da aynı yolu izliyor. Kudüs’ü unuttular.

Ama cesaretle söylüyorum ki, Filistin ölmedi. Filistin hâlâ yaşıyor çünkü hâlâ direniyor. Ama sözde özgür dünya ölmüştür. İnsan hakları ölmüştür. Medya, siyasetçiler, uluslararası kurumlar... hepsi ölmüştür. 

Ama biri vicdanının cesedini gömdüyse, artık “adalet”ten söz etmek sadece bir hakarettir!!!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortadoğu’nun Binbir Yüzlü Adamı

Şam’da Kaçırılma ve İşkenceden Kurtuluş