İsrail ordusunun insani yardım taşıyan bir gemiye saldırısının analizi - Gouya Roshan. Güya Aydin


İsrail bir kez daha hiçbir uluslararası hukuku gözetmeden ik ini kanıtladı. Kimse böyle bir trajediyi beklemiyordu. Her ne kadar da İsrail, malum gemilerin giriş yapması durumunda müdahale edeceği konusunda uyarmış olsa da kimse bu müdahalenin bu sertlikte olabileceğini ve İsrail’in tüm NATO anlaşmalarını çiğneyebileceğini tahmin etmiyordu.


•Uluslar arası sularda yasadışı operasyon 

•Silahsız insanların üzerine ateş açmak
•Mülkiyet hakkı bulunan mallara el koymak (korsanlık yapmak
•Gazetecilere saldırmak ve UP-LINK ve canlı yayın otomobillerine milyon dolarlık hasar vermek
•Günahsız insanları katletmek 
Ben bir analistim ve benim işim araştırma ve dolayısıyla 
değerlendirmektir ,duygularımı yok sayma pahasına olsa da gerçekleri yazmak zorundayım. Bu nedenden ötürü hissettiklerimi yazdıktan sonra perde arkası olaylar incelemekledevam edeceğim.Çoğumuz Bay Ahmedinejat’ın 2008 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyareti hatırlıyoruz.Halkın caddelere dökülüp İstanbul yollarının kapanmasına yol açan o tartışmalı ziyaretten bahsediyorum. İşte bu ziyaretten sonra Beyaz Saray danışmanları Bay Ahmedinejat’ın Ortadoğu halkının gözünde ne denli büyük bir kurtarıcı ve kahramana dönüştüğünü fark ettiler. Tabi bu çok doğaldı da çünkü İran halkı ne derecede batı ile zıtlaşma ve bunun beraberinde getirdiği sonuçlardan bıkmış durumdaysa, nüfusları liberallere göre hayli fazla olan Türkiye’nin dindar kesimi buna hasrettir.

Tabi bu da ABD ve müttefiklerinin çıkarlarına ters düşüp büyük bir tehlike oluşturuyordu.
Ahmedinejat’ın yerine başka bir sembol geçirmelilerdi. Ama kim bu kişi?
Aranan kan kısa sürede bulundu! Baylar Beşar Esad, Kral Abdullah bin Abdülaziz ve Hüsnü Mübarek iyi birer seçenek değillerdi e lbette ancak İslami bir geçmişe de sahip olan Bay Erdoğan, onlar için biçilmiş kaftandı. Kendi müttefiklerinden olan ve aynı zamanda NATO üyesi bir ülke düşmanlarla karşılaştırılmayacak kadar iyi bir seçenekti onlar için ve bunun yanında Türkiye'nin Sünni mezhep olması Arap ülkeleri tarafından çabucak benimsini de sağlayacaktı. Hızlıca işe koyulup Bay Erdoğan’ın İslami propaganda dünyasına girmesini sağlayacak 3 aşamalı bir projgeliştirdiler.
Peki, neydi bu aşamalar?
1-siyasi 2- kültürel 3-insani propaganda
 Siyasi
a)Erdoğan’ın Dünya Ekonomik Forumunu terk etmesi ve İsrail Başbakanı Şimon Peres’i Filistin halkının hakları için dünyanın önünde sert bir üslupla eleştirmesi. (one minute olarak bilinen ünlü tepkisi) Türkiye halkının büyük bir bölümü yıllardı bir hükümet yetkilisinden böyle bir tepki bekliyordu. Bu olaydan sonra Bay Erdoğan Ortadoğu Arapları ve oy verenlerinin arasındaki popülerliği katbekat artmış oldu.
b) Türkiye için bir öneme sahip olmayan ve muhataplarının Müslümanların olduğu konferanslarda İran’ın nükleer enerji hakkını koruması.
c) Ortadoğu gezileri ve Suriye-Türkiye arasında imzalanan vizesiz giriş antlaşması.
d) İran’ın mıntıkasına girmek için yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanan Latin Amerika gezileri.
e) En zayıf dış politikalarından birine sahip olan Türkiye, ABD’nin sihirli değneğiyle Filistin-İsrail arabulucusuna dönüştü ve ilginçtir ki İran ve batı arasındaki nükleer enerji sorununa da arabuluculuk yapmaya başladı.
Kültürel

a) Gümüş, Menekşe ile Halil ve siyasi içeriğe sahip olan Kurtlar Vadisi gibi dizileri Arap ülkelerine ihraç etmesi. Bunun önemsiz olduğunu düşünebilirsiniz ancak bu Arap ülkelerinde büyük bir kültürel inkılâba sebebiyet verdin ve düne kadar İsrail’in casusu olarak bildikleri Türkiye, onlar için örnek alınacak en iyi modele dönüştü.
b) Kamuya ait olan TRT televizyonunda İsrail karşıtı diziler üretmek.
c)TRT Arapçanın yayına girmesi.
İnsani propaganda

Ama bu sefer öyle bir şey yapılmalıydı ki İslam dünyasının tüm şüpheleri ortadan kalksın.
a) İlk adım Mısır sınırından ilaç, yiyecek ve diğer insani yardımlarla doldurulan kamyon ve ambulansları Filistin’e yollamaktı ve birçok Avrupalı insan hakları koruyucusunu da bu işe katarak bunu bütün dünyaya duyurdu. Aynı zamanda Mısır sınırında sebebiyet verdiği kargaşayla, Mısır’ın Arap ülkelerini yönlendirme rolünü de büyük ölçüde zayıflattı.
b) İkinci adım çok daha ses getirecek bir şey olmalıydı ve bu da MAVİ MARMARA operasyonuydu.
Bu operasyon ilk konvoy gibi Türkiye’nin en İslami yardım kuruluşu ve aynı zamanda çalışanlarının Hamas ve Lübnan’ın Hizbullah örgütüyle kültürel işbirliği yapmak veTürkiye’de İsrail karşıtı konferanslar ve gösteriler tertiplemek gibi ilginç geçmişe sahip İHH tarafından gerçekleşiyor.
İsrail’in onlara geçit vermeyeceğinden emin bir şekilde, CHA ve DHA gibi Türkiye’nin en büyük haber ajanslarını ve UP-LINK cihazlarını yanlarına alarak yola çıktılar.
İHH’NIN amacı İsrail’in hiçbir uluslar arası hukuku gözetmediğini ve Filistin sularını yasadışı olarak abluka altına aldığını dünyaya duyurmaktı.
Ama ben  İHH’NIN Avrupalı gözlemcilere ve gazetecilere güvenerek böyle sert  bir müdahale beklemediğinden ve İsrail’in sadece geçit vermeyeceğini düşündüklerinden emin olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.


önemli olan Artık  Ahmedinejat’ın ve Hamenei’nin resimleri yerine Erdoğan’ın resimleri satılıyor Filistin sokaklarında ve bölgenin Arapları Ahmedinejat’ın yerine Erdoğan’ın konuşmalarını sabırsızlıkla bekliyorlar.


Böylece İran’ın Filistin’deki rolü büyük ölçüde ve geçici olarak etkisiz hale getirildi.Sonuç olarak, Beyaz Saraydan Erdoğan’a güzel bir pas ve İran’ın kalesine güzel bir gol atıldı.

Çünkü Ahmedinejat kendisinden önce İran’ın dış politikasını başarıyla yürüten danışmanlarını dinlememekteki ısrarcılığı nedeniyle yediği golden henüz haberdar olduğunu sanmıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suriyeli Sınımacılar neden ülkelerine dönmüyorlar?

Türkiye’nin en büyük düşmanı Kimdir?

Biz Türklere Merhamet etmeyeceğiz ,Çünkü Türkler merhameti hak etmiyor ! Güya Aydin