İran’ın Ortadoğu’daki oyun arkadaşları – Güya Aydın (Gouya Roshan)

İran sistemi otuz yıldır kendi stratejik emelleri sebebiyle ve karşı karşıya olduğu tehditlerden dolayı, bazı gruplar ve ülkelere askeri ve ekonomik destek veriyor. Yapılan bu yardımların, İran gençlerinin işsiz ve halkın büyük bir bölümünün de yoksullukla karşı karşıya olduğunun söylendiği bir zamanda yapılması manidardır. İran sistemi yoksulluk ve fakirlik içerisinde olan ve , “hakkın batıla karşı savaşı”sloganıyla dini duyguları yükselen radikalleri İsrail’e karşı savaşmak üzere Lübnan’a gönderiyor. Kendisini İslami bir kişi olarak gören Bay Ahmedinecad, (kendi tabiriyle) beytülmal olarak gördüğü İranlıların milli sermayesini sınırsız ve hasapsız bir şekilde Lübnan Hizbullah’ına bağışlıyor. İsrail bombardımanından sonra Lübnanlıların yıkılan evlerinin inşa edilmesini üstlenmesi örneğinde olduğu gibi.

Devrim Muhafızları Komutanı Seyit Yahya Safavi, 33 gün boyunca İsrail’in Markava tanklarını imha etmek için koşturan Lübnan Hizbullah’ına bağlı gençlerle gurur duyduğunu söylüyor. Diğer yandan, Ahmedinejad, Hasan Nasrallah ve Lübnan halkıyla birlikte olduğunu ve her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu belirtiyor.

İşte tam da böyle bir zamanda, Batı devletleri İran’ı Nükleer faaliyetlerinden dolayı sert bir şekilde eleştirmekte ve bu ülkeye karşı çok sert yaptırımlar için ellerinden geleni yapacaklarını ilan etmektedirler.

Bu gelişmeler, sistem değişikliğine yol açsa bile, İran toplumunun hak ve hukukunun daha da fazla çiğnenmesine neden olacağını üzülerek belirtmek gerekir. 

FİLİSTİN Filistin,

İran sisteminin sürekli taşlarını bağrına bastığı bir ülkedir! Ama bunun Filistin halkına olan bir yardım olduğu söylenemez. Çünkü en önemli gelir kaynaklarından biri Filistin’in zengin halkından haraç almak olan (dünyanın birçok ülkesinde terörist olarak bilinen) ‘Hamas’ örgütüne yardım ediliyor. Bu muazzam ödeneğin Nafiz bir bölümü, canlarını İsrail’in baştan ayağa silahlı kuvvetleri karşısında tehlikeye atmaları ve sonrasında Yahya Safari’nin kendi bakış açısıyla “hak ve batıl savaşı”nda İsrail’e karşı sürdürülen savaştaki cesaret ve dayanaklılıklarına takdirlerini dile getirmesi karşılığında, Filistin halkına ayrılıyor.

Yaser Arafat’ın ölümünden sonra, Filistin halkının sorunları katbekat arttı ve iç çekişmeler ise doruğa ulaştı. Aynı zamanda Ahmedinecad’ın iktidara gelmesi de bu ülkeye karşı şiddetli yaptırımların da uygulanmasında büyük rol oynamıştır.Bu davranış şekli, onlarla dostluğu göstermediği gibi, onları kendi (İran sistemi) bencillik ateşleriyle yaktıklarını da ortaya çıkarmaktadır.

ŞİMDİ DE IRAK’A BİR GÖZ ATALIM.

İran bu ülkenin yakın komşularından biridir ve birkaç açıdan da bu ülke ile ortak sınırı bulunuyor! İran sistemi, bu ülkedeki nüfuzu nedeniyle, Şii örgütlere ve Kürdistan bölgesine gözle görülür derecede yardımlar yapıyor. Diğer bölgelerin aksine Amerika operasyonundan önce, aralarında bir duvarın bile olmadığı Kürdistan bölgesine rahat bir şekilde giriş-çıkış yapılıyordu. Zira; İran Kürdistan Partisi, Komale ve Tudeh gibi İran sistemine muhalif örgütler Irak’ın Kürdistan bölgesinde yerleşik durumda olduklarından, İran sistemi de kendi istihbarat birimlerini Kürdistan şehirlerinde kurabilmiş; şehir ve şehir dışında rahatça dolaşabilme imkanını sağlamıştır. Amerikan askeri güçlerinin ve sivil güvenlik birimlerinin de aynı bölgede yoğun bir faliyet içerisinde oldukları ve bir nevi İran istihbaratıyla ilgi çekici bir komşuluk yaptıklarını da söylemek gerekir.

SURİYE Suriye, İran pasaportu taşıyanların giriş için vizeye ihtiyaç duymadıkları ender ülkelerden biridir. Suriye’den ikinci İran olarak da bahsedebiliriz. Bu ülkede İran riyali Suriye lirası yerine kullanılabiliyor ve aynı zamanda İran’ın milli otomobil olarak ürettiği “Samand”, bu ülkede “Şam” adıyla seri üretimle piyasaya sürülmektedir. Bu iki ülke arasındaki işbirliği, Birleşmiş Milletler tarafından siyasi mülteci olarak kabul edilen ve İran’da idam cezası ile karşı karşıya olan İranlı muhalifleri bile İran sistemine iade edecek safhadadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suriyeli Sınımacılar neden ülkelerine dönmüyorlar?

Türkiye’nin en büyük düşmanı Kimdir?

Biz Türklere Merhamet etmeyeceğiz ,Çünkü Türkler merhameti hak etmiyor ! Güya Aydin