Çin'in İkiyüzlülüğü: Filistin İçin Timsah Gözyaşları, Uygurlar İçin İşkence

Çin'in İkiyüzlülüğü: Filistin İçin Timsah Gözyaşları, Uygurlar İçin İşkence

Hakikatin siyasetin külleri altında gömülü kaldığı bir dünyada, Çin modern zamanların en büyük ikiyüzlülüklerinden birini sergiledi. Filistin'e yaptığı insani yardımın görüntüleri bugün televizyonlarda izlenebiliyor. Çin bayrağı, tıbbi malzeme ve Gazze'yi yeniden inşa etme vaatleri taşıyan paketler... Ancak bu insani jestin ardında karanlık ve acı verici bir leke yatıyor: milyonlarca Uygur Müslüman'ın dünyanın sessizliğinde bastırıldığı Sincan'daki işkence ve insanlık dışı kamplar.


Çin, kendi Müslümanlarına bile merhamet göstermeyen bir ülke. İslam'ın aşırılıkla özdeşleştirildiği bir ülkede, çocuklar "yeniden eğitilmek" için ailelerinden ayrılıyor. Kuran yasak, oruç tutmak suç ve uzun sakal veya peçe takmak affedilmez bir günah. Camiler vahşice yıkıldı, kubbeleri yıkıldı. Uygur sokaklarında ezan sesi artık duyulmuyor. Oysa güvenlik kameraları, toplama kampları ve gizli işkence odaları milyonlarca insanın sessiz sesini susturdu.


Şimdi aynı rejim Filistin halkı için timsah gözyaşları döküyor!


İçeride İslam'ı bastıran bir hükümetin dışarıda İslam'ı desteklemesini nasıl kabul edebiliriz? Birleşmiş Milletler'in kritik anlarında Filistin'i desteklemeyip dolaylı veya dolaysız olarak İsrail'i kabul ediyorsa, bu nasıl bir destektir? Bu yardım, Müslüman ülkelerin gönlünü kazanmak ve "insani" bir imaj yaratmak için kullanılan siyasi bir maskeden başka bir şey değil mi?


Çin bir eliyle Filistin'i kucaklıyor, diğer eliyle kendi Müslümanlarını eziyor. Bu ne merhamet ne de adalet. Bu, insan acısının pazarlık konusu olduğu kirli bir jeopolitik oyun.


Ama hala Dünya sessiz. İnsan hakları örgütleri ve özgürlük arayan ülkeler Çin ile müzakere masasında oturuyor. Çıkarları Pekin dolarına bağlı. İnsanlık yine satıldı, bu sefer köle pazarında değil, diplomatik gülümsemelerle resmi toplantılarda.


Keşke Çin'in Filistin'e yardımı açgözlülükten değil, gönülden olsaydı. Keşke Gazze'ye ekmek ve ilaç göndermeden önce Sincan'daki kampların kapılarını açsaydı. Çünkü o zamana kadar gözyaşları sadece timsah gözyaşları olarak kalacaktı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortadoğu’nun Binbir Yüzlü Adamı

Filistin: Bitmeyen Bir Suç ve Gömülmüş Vicdanlar

Tanıma mı, Yoksa Kanlı Elleri Yıkamak mı?