İran’ın Irak Kürdistan bölgesindeki nüfuzu – Güya Aydın (Gouya Roshan)


İran’ın Irak Kürdistan bölgesindeki nüfuzu 


1979 yılındaki İran devrimi ve İran-Irak savaşının başlangıcından sonra, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin önemi İran için daha da artmış oldu. Kurulan diyalog neticesinde, Yurtseverler Birliği savaş esnasında birçok aşamada İran askeri güçlerine yardım ve destek verdi. Talabani ve Kürtler, İran-Irak savaşının sürdürülmesi kapsamında İran’a çeşitli alanlarda destek sağladılar ve böylece Saddam’a Halepçe katliamı için bir bahane vermiş oldular.

Ancak bu süreçte önemli noktalardan biri, Amerika’nın Talabani üzerinden Irak iç ve dış siyasetindeki rolünün fark edilmemiş olmasıdır. 1994 yılında Irak Kürdistan Demokrat Partisi ile Yurtseverler Birliği arasında büyük bir iç çatışma yaşandı. Çatışmalarda Irak hükümeti, Kürdistan Demokrat Partisi’ni desteklerken İran ise Yurtseverler Birliği’ne destek verdi.

Bu süreçte İran sistemi, Irak’ın kuzeydoğusunda (Talabani’nin bölgesi sayılan Süleymaniye ve çevresindeki şehirler) büyük bir nüfuza sahip oldu. Öyle ki, Irak Kürdistan Demokrat Partisi yetkililerinden biri, bu bölgede İran sistemine muhalif yüzlerce örgüt yetkilisinin terör edildiğini belirterek olayın vahametine dikkat çekiyordu.

1988 yılında iki örgüt lideri, Mesut Barzani ve Celal Talabani arasında Washington’da bir barış antlaşması imzalandı. 2003 yılında, yani Amerika’nın askeri operasyonundan sonra, bölgedeki etkileri sınırlı olsa da, taraflar anlaşmazlıklarını bir kenara bırakmayı tercih ettiler.

Irak Kürt halkının, “kardeş kanının dökülmesine yol açan savaşı” kolayca unutmayacakları inkar edilemez bir gerçektir.

İran, Amerika’nın operasyonundan önce Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin yönetimindeki bölgede istihbarat üslerini yerleştirememişti. Ancak Amerika operasyonundan sonra Erbil, Duhok ve çevresindeki bölgelere de üslerini kurma imkânı buldu.

Her ne kadar Amerika askeri olarak yenilmemiş olsa da, siyasi açıdan Irak’ta yenilgiye uğradığını söylemek mümkündür. Zira İran, Kürdistan’daki hedeflerine kolayca ulaşmıştır.

Amerikan güçlerinin açıklamalarına göre İran, bir taraftan Irak’ta istikrarsızlık yaratmaya çalışırken, diğer yandan Irak yetkilileri ve Cumhurbaşkanı ile dostluk anlaşmaları imzalamaktadır. Aynı zamanda Irak içişlerine yoğun şekilde müdahale ederek, ülkede karışıklık ve kargaşaya sebep olmaktadır.

Bunun temel sebebi, İran devriminden sonra Irak’a yerleşen ve İran sistemine muhalif olan örgütler ve gruplardır.

Irak ordusunun, silahsızlandırılmış Halkın Mücahitleri Örgütü üyelerine yönelik saldırısı, İran sistemine muhalif diğer grup ve örgütlere bir uyarı niteliği taşımaktadır. Eğer Birleşmiş Milletler ve ABD bu saldırıları engellemezse, saldırıların ilerleyen süreçte İran sistemine muhalif Kürt örgütlerinin üslerini de kapsaması mümkündür. Zira İran sisteminin Irak içişlerindeki nüfuzu, özellikle Kürdistan bölgesinde, Amerikan askeri güçleri ve CIA’den daha fazladır.

Saygılarımla,
Güya Aydın

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortadoğu’nun Binbir Yüzlü Adamı

Filistin: Bitmeyen Bir Suç ve Gömülmüş Vicdanlar

Tanıma mı, Yoksa Kanlı Elleri Yıkamak mı?