Myanmar'da Rohingya Soykırımı
Myanmar'da Rohingya Soykırımı: Sessiz ve Unutulmuş Bir Trajedi Bölüm 1
Myanmar’ın Rakhine Eyaleti'nde yaşayan Rohingya Müslümanlarına yönelik soykırım, 21. yüzyılın en acı insan hakları trajedilerinden biridir. Bu Müslüman azınlık, Hint-Avrupa kökenli ve Bengalce ile Chakma dillerine benzeyen Rohingya dilini konuşmaktadır. Kültürel baskıların yaygınlığı nedeniyle bu dil yaygın olarak konuşulsa da, nadiren yazıya dökülmekte ve resmî olarak tanınmamaktadır.
Myanmar’da askerî rejim yalnızca Rohingya dilini tanımamakla kalmıyor, bu azınlığın ulusal kimliğini, dilsel ve kültürel haklarını da ellerinden alıyor.
Rohingyalar yüzyıllardır Myanmar’da yaşamaktadır; ancak son yıllarda şiddet, ayrımcılık ve yaygın etnik temizliklerin hedefi hâline gelmişlerdir. Aşırı Budist gruplar ve Myanmar ordusu bu soykırımın başlıca sorumlularıdır. Bu grupların siyasi ve askerî etkisi, Rohingyalara yönelik bir terör, yerinden edilme ve yıkım dalgasını tetiklemiştir.
2017 yılında Budist milislerin Rohingya köylerine yönelik saldırıları yoğunlaştı. Binlerce kişi öldürüldü, yüzlerce köy tamamen yakıldı ve 700.000’den fazla kişi Bangladeş’e kaçmak zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler de dâhil olmak üzere uluslararası kuruluşlar bu eylemleri “soykırım” ve “insanlığa karşı suç” olarak tanımladı.
Raporlarda kitlesel tecavüzler, işkenceler, vahşi cinayetler ve savunmasız mülklere yönelik yaygın yıkım yer aldı. Medya kuruluşları ve insan hakları örgütleri etkilenen bölgelere ulaşmakta büyük zorluklar yaşadı. Ancak görgü tanıklarının ifadeleri ve görüntüler, felaketin boyutlarını gözler önüne serdi.
“Aşırı milliyetçi” ve Müslüman karşıtı söylemleriyle bilinen Budist çeteler, şiddetin yayılmasında kilit rol oynadı. Myanmar hükümeti ve ordusunun desteği ya da sessiz onayı ile bu gruplar, Rohingyalar arasında korku ve dehşet saçtı. Eski başkan Aung San Suu Kyi, bu kriz sırasında orduya verdiği örtülü destek veya sessizliği nedeniyle uluslararası toplum tarafından ağır şekilde eleştirildi.
Bu soykırım, dünyanın en büyük mülteci krizlerinden birini tetikledi. Bangladeş’teki geçici kamplar, temel hizmetlerden yoksun ve çeşitli tehlikelerle karşı karşıya olan yerinden edilmiş aileler ve travma geçirmiş çocuklarla dolup taşıyor. Dünya şu ana kadar bu vahşete kararlı bir yanıt veremedi ve uygulanan uluslararası yaptırımlar ile kınamalar yetersiz kaldı.
Rohingya soykırımı, küresel ilgisizliğin gölgesinde gelişen bir insani felaketin simgesi hâline gelmiştir. Bu durum, yalnızca kurbanlara destek sağlamak için acil bir uluslararası müdahale gerektirmekle kalmaz, aynı zamanda dünyadaki ırkçılık, önyargı ve din temelli şiddetle yüzleşmek için bir uyanış çağrısıdır.
Yorumlar