Suriye’deki Iraklı mülteciler - Güya Aydın (Gouya Roshan)


Birleşmiş Milletlerin verilerine göre yaklaşık dört milyon ikiyüzbin Iraklı iç savaş nedeniyle yerlerinden olmuş ve iki milyonu ülkeyi terk ederek Lübnan, Ürdün ve Suriye gibi ülkelere sığınmıştır. Şuanda sekiz yüz bini Suriye’de bulunuyor. Çalışma ve oturma izni, normal bir yaşam ve geçinmek için gerekli ilk adımdır ki maalesef Suriye devleti yalnızca eğitim alan çocukların velilerine, tedavi edilmekte olan hastalara ve yakınlarına oturma izni çıkartıyor ve geri kalan ise kaçak olarak bu ülkede bulunuyor. Savaş her zaman insanda tamir edilmesi zor etkiler bırakıyor ve ruhsal ve fiziksel işkenceye neden oluyor. Ama onlar için diğer bir işkence sebebi ise Birleşmiş Milletler Suriye Ofisinin adaletsizliğidir. BM Suriye ofisinde çalışan M.H’nin söyledikleri şöyle: "Iraklı sığınmacılar Suriye’ye girdikten sonra Şam şehrinin dış bölgelerinden Duma’daki BM ofisine müracaat ediyorlar ve çoğu uzun bir süre için birinci görüşmeyi beklemeli. İkinci görüşmeyi beklemek ise bazen birkaç ay veya birkaç yılı buluyor ki sığınmacılar için ekonomik zorluklara neden oluyor. Onların çoğunu eşleri kaçırılmış veya öldürülmüş ve çocukları ile birlikte savaş korkusuyla Suriye’ye gelen, bakanı olmayan kadınlar oluşturuyor.” Hiçbir imkândan yararlanamayan bu korunmasız kadınlardan bazıları hayat kadınlığı yapmak zorunda kalıyor ki Birleşmiş Milletler onlara karşı takındığı vurdumduymaz tavrıyla bunda büyük bir rol oynuyor. Birleşmiş Milletler bu sığınmacılar için yalnızca bir defaya mahsus aile başında bulunan kişiye 5000 Suriye Lirası (110 dolar) ve diğer fertler için kişi başına 500 Suriye Lirası (10 Dolar) ayırmış durumda ki bu meblağ yalnızca olağanüstü durumlarda verilmektedir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği kanunlarına göre Birleşmiş Milletler tarafından teyit edilmiş mülteciler her bakımdan koruma altına alınmalı ki maalesef teyit edilmemişler gibi hiçbir imkândan yararlanıyor değiller. Yalnızca iki ayda bir küçük bir kartonda verilen kalitesiz gıdalar ve aylar sonra aile başına verilen 100 dolar onların sorunlarına çare olmuyor çünkü diğer Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi Suriye’de de konut kiraları, gıda ve giyecek fiyatları yüksektir. Hatta teyit edilenler üçüncü ülkeye gitmek için elçiliklere bile müracaat edemiyorlar ve her halükarda Birleşmiş Milletleri beklemek zorundalar. Bu bekleyiş genelde yıllar ve hatta ailelerin dağılmasına neden oluyor. Bayan S.M diyor ki “ beni ve iki evladımı Finlandiya’ya gönderecekler ve iki oğlumun geleceği belli değil.” Sonuç olarak Iraklı mülteciler için hiçbir hukuk gözetilmemiş ve sayılmadıklarını söyleyebiliriz.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suriyeli Sınımacılar neden ülkelerine dönmüyorlar?

Resim
Suriyeli sınmaciler neden ülkelerine dönmüyor? Türk halkının artan sorunları göz önüne alındığında şu soru gündeme geldi: Suriyeli sınmaciler neden ülkelerine dönmüyor? Tabii savaştan önce iki yıl boyunca Suriye'de araştırmacı olarak çalıştığımı da hesaba katarsak. Suriye’nin çok güzel bir ülke olduğunu ve harika bir iklime sahip olduğunu söylemeliyim. Aynı zamanda şu anki durum bildiğimiz kadarıyla geçmişe göre çok daha sakin ve güvenli. Ancak Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmek istememelerinin üç nedeni olduğunu düşünüyorum. 1) Ne yazık ki Suriye halkı topraklarına karşı sorumluluk hissetmeden büyümüşler . Bu nedenle topraklarına sadık olmaları beklenemez. 2) Türkiye’de hayat onlar için daha kolay ve birçok açıdan ülkelerinin sorumluluklarından kaçmak istiyorlar. Fakat bu durumun hiçbir dayanağının olmadığını bilmeleri gerekiyor. 3) Pek çok Suriyeli mülteci üçüncü bir ülke umuduyla Türkiye’de yaşıyor.  Ama ne yazık ki bu ihtimal çok düşük. Nedeni , Avrupa Birliği Türkiye’ye v
Devamı

Türkiye’nin en büyük düşmanı Kimdir?

Resim
Türkiye’nin  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin çok düşmanı olduğunu iddia ediyor! Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin çok düşman olduğunu söylüyor ! Tabii ki, bunun doğru olduğunu düşünüyorum.     Ancak bir yabancı ve analist olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye'nin en büyük düşmanı kendisidir! Belki sizi çok şaşırtacak, ama bu bir gerçektir! Çünkü Türk milleti ,her ne kadar yiğit, alçakgönüllü, vefalı ve merhametli gibi güzel ahlâklara sahip halde, kendisine zarar veren iki kötü ahlâka da sahiptir. Evet, güzel ahlakın yanı sıra birbirlerine güvenmezler, birbirlerinin iyiliklerini çabuk unuturlar ama en ufak bir hatayı koca bir dağ gibi görürler.Yani samandan dağ yaparlar. Elbette bu bir yetenektir). Bir örnek vereyim:  Bir gün:   M um, Kibrite dedi Senden çok korkuyorum, sen benim katilimsin... Kibrit dedi ki benden korkma, içine koyduğun ipten kork! Evet, genellikle insan olumsuz düşünceleri tarafından yok edilir Dış fak
Devamı

Biz Türklere Merhamet etmeyeceğiz ,Çünkü Türkler merhameti hak etmiyor ! Güya Aydin

Resim
Biz Türklere merhamet etmeyiz, çünkü Türkler merhameti hak etmezler, Türkler için en hayırlısı  ölmüş olanlardır, bu yüzden onları gördüğünüz yerde öldürmelisiniz! "Bu makale, Kürt ve Türk milletleri arasında savaş ve çatışmalara neden olan insanlık dışı ve cahil insanlar hakkındadır." Geçenlerde Facebook'ta Irak Kürdistanı haberlerini takip ederken "Nma" sayfasında bir yazı dikkatimi çekti. Irak Kürdistan haber logosu sol üst köşede görüldü, fotoğrafa dikkat ederken şöyle ilgili bir not gördüm! “yukarıda gösterdim gibi” Türklere acımıyoruz çünkü Türkler merhameti hak etmiyor, en iyi Türkler ölenlerdir, bu yüzden onları gördüğünüz yerde öldürmek zorundasınız!  Bu fotoğrafı ve yazısını görünce çok şaşırdım, öyle ki bir kaç dakika duraksadım! Elbette çoğumuz biliyoruz ki Kürtler Ve Türkler birbirini sevmiyorlar. Ancak, bazı tutumlar saldırgandır ve sevmek ya da sevmemekle hiçbir alakası yokmuş. Ayrıca, bir milletin, ülke    komşularını resmi olarak tehdit
Devamı